KAR SAÇLI SARIŞIN : BİRA
Eski Sümer de Tanrıça Siduri, tahıl suyundan mayalanmayla yapılan bir içkinin ulu temsilcisi, biranın yani. Daha sonraları Siduri şarabıda temsil etmeye başlamış. Buda bize biranın şaraptan da eski bir içki olduğunu gösteriyor.
Hititlerin komşusu Hurrilerin dilinde Siduri genç kadın anlamına geliyor aslında. Birayı ekmekle eş değer gören ilk çağ insanı bira köpüklerini gördükçe Yaşasın Siduri diye bağırıyor. İçerken de söylediği bir söz var: Doğa aşkı içimizde coşsun.
Biranın Avrupaya nasıl geldiği konusu ise günümüzde hala ktartışma konusu. Bazıları biranın Sümerler tarafından Avrupa ya getirildiğini savunurken, bazıları da biranın ilk olarak Mısır da Port Sait yakınlarında üretildiğini ve buradan Yunanistan yolu ile Galler ve Cermenlerin ülkesine gittiğini söylüyorlar. Başkalarıda biranın Orta Anadolu, Mezopotamya, Mısır ve Kuzey Afrika yoluyla İspanya ve Avrupa ülkelerine geçtiğine inanıyor. Bu konuda fikir yürütmeyi size bırakıyoruz. Ve biranın ülkemizdeki tarihine şöyle bir göz atmak istiyoruz.
Aslına bakılırsa Türkiye de bira üretimine ne zaman başlandığı da pek açık değil. 1862 de Müskirat Nizamnamesi ile arpa suyuna vergi konduğuna göre üretim bu tarihlerde başlamış olmalı. Bundani önceleri bira Avrupa dan geliyordu. Bira nın serüveni bizim topraklarımızda şöyle devam ediyor. 1888 yılında bir Alman şirketi Bomonti fabrikasının inşaatına başlıyor. 1890 yılında da üretimine geçiyor. 1910 da bir Alman şirketi Nektar isimli bir başka fabrika kuruyor. 1912 de iki fabrika birleşiyor. Bomonti Nektar adında üretimine devam ediyor. Ankara Gazi Orman Çiftliği Müdürlüğü, Milli Sermaye ile ilk bira fabrikasını 1934 yılında kuruyor. 1939 yılında bu fabrika, 1940da da Bomontideki fabrika, İzmirdeki imalathane Tekel Genel Müdürlüğüne veriliyor. Bira üretimi 1955 yılına kadar Devlet tekelinde kalıyor, 5.9.1955 tarihli yasa değişikliği ile Tekel dışı bir uğraş halini alıyor. Özel sektörün bira üretimine geçmesi 1969 u buluyor.
Peki bira nasıl üretiliyor? Önce biralık arpa alınıyor. Temizlenerek boylara ayrılıyor. Islatma tanklarında ıslatılıyor, çimlendiriliyor. Buradan fırınlama yoluyla malt filiz kırma ve temizleme tesislerine geçiliyor. Daha sonra sırasıyla malt silolarına, malt kırma değirmenleri yoluyla kırık malt deposuna gidiyor. Artık sıra şekerlendirme kazanı, aktarma kazanı, süzme ve parlatma kazanlarında. Bu şıra şerpetçiotu süzgeçi ile şıra durultma kazanına aktarılıyor. Şıra separatöründen ve plakalı soğutuculardan geçirilerek fermantasyon kazanına aktarılıyor. Bütün bunlar tamamlandığında şıranın dinlenme vakti geliyor. Ve dinlenme tanklarına çekiliyor. Dinlendikten sonra filtrasyondan geçip çekme tanklarına konuluyor. Burada bira hazır duruma geliyor, şişelere dolduruluyor ve pastorize edilerek tüketime sunuluyor.
BUNLARA DİKKAT
·Birayı koyu renk şişelerde ve güneş görmeyecek yerlerde saklayın.
·Birayı donduracak şekilde soğutmayın ve soğutma işlerinde buz kullanmayın
·Aşırı derecede soğutulan bira tadını kaybeder, köpürmez ve kesilir.
·İdeal bira 4-8 derece arasındadır.
·Birayı soğuttuktan sonra oda sıcaklığına döndürmeyin. Bulanır ve bu bulanıklık kaybolmaz.
·Birayı sarsılmaz.
·Bira şişesinin kapağını çabucak açın.
·Birayı bardağa boşaltırken bardağı hafifce eğik tutun.
·Bira bardaklarına sabunlu su yerine sodalı ve tuzlu suda yıkayın.
·Bira bardağını yıkadıktan sonra bezle kurulamayın, ağız kısmı aşağı doğru kurulamaya bırakın.
·Şişenin ağzı açık kalan bira kısa zamanda bozulabilir.
·Birayı fazla rutubetli yerlerde muhafaza etmeyin, şişe kapsülleri paslanabilir.
·Bira –2 derecede donabilir.
Şişedeki biranın 36 hafta içinde, fıçıdaki biranın ise 57 gün içinde tüketilmesi gerekir