Macallan bence tüm viski severlerin mutlaka tanışması gereken bir marka. Özellikle şeri fıçı kullanımının viski üzerindeki etkisini deneyimlemek için çok doğru bir tercih.
Dünyaca ünlü viski yazarı Michael Jackson, bir kitabında Macallan için “Viskilerin Rolls-Royce’u” benzetmesini kullanıyor ve o günden bu güne bu tabir birçok kaynakta sıkça karşımıza çıkmaya başlıyor.
Macallan gerçekten de gerek zengin tadım profili, gerek şık şişe tasarımı, gerekse akıllardaki marka algısı ile bu tabiri hak eden bir marka.
Macallan’ın hikayesi, 1824’te Alexander Reid’in damıtımevini kurması ile başlıyor. Yıllar boyunca pek çok kez el değiştiren damıtımevi, şu anda Famous Grouse, Highland Park, Cutty Sark gibi markaları da bünyesinde bulunduran Edrington grubu tarafından işletiliyor.
İskoçya’nın Highland bölgesinde bulunan Macallan damıtım evinden çıkan viskilerin %75’i single malt yapımı için kullanılırken, geriye kalan %25 Famous Grouse ve Cutty Sark gibi Edrington grubu bünyesinde bulunan harman viskilerin harmanında kullanılmak üzere yola çıkıyor.
Viski üretim sürecinin olgunlaştırma aşamasına en çok önem veren markalardan biri olan Macallan, aynı zamanda şeri fıçı denince de akla ilk gelen markalardan biri.
Birçok İskoç damıtımevinde viskileri olgunlaştırmak için burbon fıçılar kullanılırken, Macallan bu işlem için burbon fıçılarından çok daha maliyetli olan şeri fıçılarını tercih ediyor ve damıtımevinde üretilen tüm viskiler mutlaka şeri fıçılarında olgunlaşıyor.
Buna tek istisna olarak 2004 yılında piyasaya sürülen The Fine Oak serisini gösterebiliriz. Bu seride bulunan ekspresyonların olgunlaştırılmasında şeri fıçılarına ek olarak bourbon fıçılar da kullanılıyor.
Macallan bünyesinde kullanılan tüm fıçılar bir kişinin denetimi eşliğinde seçiliyor, George Espie. Kendisinin aynı zamanda “Master of Wood/Fıçıların efendisi, Sultan of Sherry/Şerinin Sultanı” gibi iddialı lakapları da bulunuyor.
Marka hakkında bir diğer ilginç bilgi de Macallan damıtımevinden çıkan viskilerde herhangi bir renklendirici (karamel) kullanılmaması. Bu da viskilerin renklerini olgunlaştıkları fıçılardan, yani doğal yollar ile aldıkları anlamına geliyor.
Viskilerde kullanılan renklendiricilerin tat ve kokuya bir etkisi olmadığı söylense de, sektörde doğal yöntemler kullanan markalara sempati besleyen büyük bir kitle bulunduğu da bir gerçek.
Macallan aynı zamanda damıtımevinde bulunan şaşırtıcı derece ufak boyuttaki bakır imbikleri ile de meşhur bir marka. Bildiğiniz üzere bakır imbikler viski üretiminde alkolün damıtılması için kullanılmaktadır. İmbiklerin şekli ve boyutlarının viskilerin karakterlerinde önemli bir rol oynasa da, tam olarak ne tür imbiklerin ne tür tatlar yarattığı hala kesin olarak bilinmemektedir. Macallan’ın zengin ve gövdeli tat profilinin de bu ufak imbiklerden geldiği söylenmektedir.
Macallan, sinema ve dizi dünyasında da sıkça karşılaştığımız bir viski. Marka genellikle imajı ile de tutarlı olarak karizmatik ve “havalı” karakterlerin içtiği bir viski olarak resmediliyor.
Bu havalı karakterlerin başında da James Bond geliyor. Bond’un son filmleri Skyfall ve Spectre’de Macallan‘ın 10, 18 ve 50 yıllık ekspresyonlarını yudumladığını görüyoruz.
Bond’a ek olarak Suits dizisinin hırslı avukatı Harvey Specter da Macallan tercih eden karakterler arasında. Gittiği mekanlarda sürekli Macallan siparişi veren Harvey’in ofisinde de kristal karafı ile kendisine ve misafirlerine sık sık viskilerin Rolls Royce’undan servis ettiğini görüyoruz.
Zevkler ve renkler elbette ki tartışılmaz. Bu nedenle belki de Macallan’ın hiçbir ekspresyonu hoşunuza gitmeyecek (ki bu olasılığı pek yüksek bulmuyorum), fakat içerken hissettirdiği kalite ve zenginlik hissi eminim ki çok hoşunuza gidecek…